ATATÜRK GENÇLİĞİ
Atatürk yaşıyor ve günümüz gençliğini tanıyor olsaydı yinede bu gençliğe güvenip Cumhuriyeti emanet edermiydi?
Nasıl? Çok mu ağır oldu? Bakalım efendim!
Herhangi bir konuda fikir sahibi olabilmek için, yapılacak en kolay ve basit şey gözlem yapmak diye düşünüyorum. Kişileri ve olayları gözlemlemek yeterli ipuçlarını veriyor bence. Biga’da gençliği gözlemlemek oldukça kolay. 15-25 yaş arasını gençler kabul ediyorsak, bunları çarşı pazarda, park-bahçede, cafe-cafetaryada, duraklarda, minibüslerde, caddelerde bolca bulabilirsiniz. Minibüs bekleyen kızlı-erkekli grubun gündeminde geçen geceki dizi vardı. Filmin kahramanları ve muhtemel gelişmelere dair hayretli tartışmalar vardı. Dakikalar peşleri sıra caddede gözlemlediğim gençler ise internet muhabbetine dalmışlardı. İki masayı birleştirip oturmuş olan gurubun yan tarafındaki masada epey oturdum. Son futbol maçı ve olaylar ile senaryolar tek gündemdi. Masa değiştirip kafa kafaya vermiş dörtlüyü gözlemledim. Balık avı ve balık çeşitlerinden bahsediyorlardı. Parktaki kızların ağırlıkta olduğu tarafa yakın oturdum. Müzik klipleri, şarkıcıların tarz ve stilleri asıl gündemdi.
Memleket meseleleri, ekonomi, demokrasi, insan hakları, eğitim sorunları, terör belası vs. bunlar yoktu gençlerin gündeminde. Ecdadımızı düşündüm. Hele Çanakkale’de gönüllü çarpışıp şehit olan mektepli-medreseli gençleri. Cephelerde ……. ve erzak taşıyan çocuk yaştakileri, gönüllü hasta bakıcı, hemşire olan kızları. Onlar memleket meselelerini önemsemişler, eğitimlerini, ailelerini, geleceklerini bırakıp kahramanlığa koşmuşlardı. Ve Atatürk onları biliyor, onlarla yaşıyor ve onlara güveniyordu. Sonra Cumhuriyeti ve kazanımlarını böylesi bir gençliğe emanet ediyordu.
Ya şimdi? İyiki aramızda yok, iyiki yaşamıyor Atatürk diye düşünüyorum.
Deminden beri yapılan çağrılara ve gelen mesajlara bakmak için cep telefonumu elime aldım.
Efendim! Memleket meseleleri mi dediniz? Hadi canım, şu anda mesaj yazmaya çalışıyorum, cepten!!!
YAZAN : MÜCAHİD TOPAL
Atatürk yaşıyor ve günümüz gençliğini tanıyor olsaydı yinede bu gençliğe güvenip Cumhuriyeti emanet edermiydi?
Nasıl? Çok mu ağır oldu? Bakalım efendim!
Herhangi bir konuda fikir sahibi olabilmek için, yapılacak en kolay ve basit şey gözlem yapmak diye düşünüyorum. Kişileri ve olayları gözlemlemek yeterli ipuçlarını veriyor bence. Biga’da gençliği gözlemlemek oldukça kolay. 15-25 yaş arasını gençler kabul ediyorsak, bunları çarşı pazarda, park-bahçede, cafe-cafetaryada, duraklarda, minibüslerde, caddelerde bolca bulabilirsiniz. Minibüs bekleyen kızlı-erkekli grubun gündeminde geçen geceki dizi vardı. Filmin kahramanları ve muhtemel gelişmelere dair hayretli tartışmalar vardı. Dakikalar peşleri sıra caddede gözlemlediğim gençler ise internet muhabbetine dalmışlardı. İki masayı birleştirip oturmuş olan gurubun yan tarafındaki masada epey oturdum. Son futbol maçı ve olaylar ile senaryolar tek gündemdi. Masa değiştirip kafa kafaya vermiş dörtlüyü gözlemledim. Balık avı ve balık çeşitlerinden bahsediyorlardı. Parktaki kızların ağırlıkta olduğu tarafa yakın oturdum. Müzik klipleri, şarkıcıların tarz ve stilleri asıl gündemdi.
Memleket meseleleri, ekonomi, demokrasi, insan hakları, eğitim sorunları, terör belası vs. bunlar yoktu gençlerin gündeminde. Ecdadımızı düşündüm. Hele Çanakkale’de gönüllü çarpışıp şehit olan mektepli-medreseli gençleri. Cephelerde ……. ve erzak taşıyan çocuk yaştakileri, gönüllü hasta bakıcı, hemşire olan kızları. Onlar memleket meselelerini önemsemişler, eğitimlerini, ailelerini, geleceklerini bırakıp kahramanlığa koşmuşlardı. Ve Atatürk onları biliyor, onlarla yaşıyor ve onlara güveniyordu. Sonra Cumhuriyeti ve kazanımlarını böylesi bir gençliğe emanet ediyordu.
Ya şimdi? İyiki aramızda yok, iyiki yaşamıyor Atatürk diye düşünüyorum.
Deminden beri yapılan çağrılara ve gelen mesajlara bakmak için cep telefonumu elime aldım.
Efendim! Memleket meseleleri mi dediniz? Hadi canım, şu anda mesaj yazmaya çalışıyorum, cepten!!!
YAZAN : MÜCAHİD TOPAL