Türk usulü öğrenci, nasıl başarılı olacağını merak etmez, araştırmaz,
Türk usulü öğrenci, derslerinde nasıl başarılı olduğunun farkında değildir,
Türk usulü öğrenci, için önemli olan öğrenmek değil sınıfı kör topal bitirmektir,
Türk usulü öğrenci, okuldaki öğrendiği bilgileri davranışa dönüştürmez,
Türk usulü öğrenci, davranışlarını öğrendikleriyle özdeşleştirmeye çalışır,
Türk usulü öğrenci, karnedeki kırık notları; “zayıfsız karne duvaksız geline benzer” sözüyle olumlu görmeye çalışır,
Türk usulü öğrenci, için dersin önemi ÖSS sınavında çıkıp çıkmamasına bağlıdır,
Türk usulü öğrenci, mükemmelidir, öğretmen ise hiçbir konuda bilgiyi doğru aktaramamaktadır,
Türk usulü öğrenci, için önemli olan üniversite hedefi değil, aldığı puana göre bir üniversiteye kapak atabilmesidir,
Türk usulü öğrenci, okul mezunu değil dershane mezunu olmayı hayal eder,
Türk usulü öğrenci, için liseler ÖSS sınavı için gerekli bir belgeyi sağlar, o da diplomadır.
Türk usulü öğrenci, için dershane onu üniversiteye hazırlayan kurumdur,
Türk usulü öğrenci, teorik bilgi edinmeden pratik bilgiye yönelir,
Türk usulü öğrenci, sınavlar sayesinde bilip bilmediğini öğrenmeyi değil, geçer not almayı düşünür,
Türk usulü öğrenci, derste not tutmayı bilmez. Sadece öğretmenin yaz dediklerini yazar.
Türk usulü öğrenci, geleceği değil bugünü kurtarmaya çalışır,
Türk usulü öğrenci, öğretmenine pasta börek getirerek başarılı olacağını zanneder,
Türk usulü öğrenci, beden eğitimi dersini isminde belirtildiği şekilde değil, futbol oynama dersi olarak görür,
Türk usulü öğrenci, alan seçiminde ilgi, yetenek ve hedefini dikkate almaz,
Türk usulü öğrenci, fen alnını zor (çalışkan öğrenciler okur), sözel alanı kolay (tembel öğrenciler okur), Türkçe matematik alanını normal (eh iştelik öğrenciler okur)olarak görür.
Türk usulü öğrenci, hiç anlamasa ve de hiç sevmese de fen alanına yönelmek ister.
Türk usulü öğrenci, fen alanın yönelen herkesin, doktor, eczacı v.b. olacağını zanneder,
Türk usulü öğrenci, kütüphaneyi nasıl kullanacağını ve hatta kütüphanenin ne olduğunu bilmez,
Türk usulü öğrenci, yazılıdan kırık not aldığında öğretmeni vermiştir, iyi not aldıysa kendisi almıştır,
Türk usulü öğrenci, kitap okumayı lüzumsuz bir iş gibi görür. Ara sıra sadece ders kitabı okur,
Türk usulü öğrenci, kitaba verilen parayı lüzumsuz olarak görür. Atari salonlarında harcanan para ve zaman ise doğru yerlerde kullanılmıştır.
Türk usulü öğrenci, kabadayı, cesaret, aşk içeren dizilere bayılır. Önemli bir belgeseli ise sıkıcı bulur,
Türk usulü öğrenci, üniversiteye girmeyi sadece hayal eder, hedef olarak seçip hareket geçmez (harekete geçenler ise zaten üniversiteyi kazanmış kişilerdir),
Türk usulü öğrenci, yıllık ödevi bile sadece bir günde yapıp öğretmene teslim eder,
Türk usulü öğrenci, derste soru sormaktan ve kendisine soru sorulmasından hoşlanmaz,
Türk usulü öğrenci, eğitilmeyi değil öğretilmeyi ister,
Türk usulü öğrenci, her şeyi kendisine yasaklanmış olarak algılar ve aşağıdaki şiir gibi birçok şiiri söyler, kabul eder. İç iletişimle böylece kendisini olumsuz olarak programlar,
“ derste konuşmak yasak,
Ağzımıza bant mı yapıştırsak?
Sınıfta yemek yemek yasak,
Midemize kilit mi taksak?
Sınıfta kalmak yasak,
Okuyup inek mi olsak?
Saati sormak yasak,
Derste sıkıntıdan mı patlasak?
O yasak, bu yasak,
Vallahi arkadalar,
Şu okuldan bir mezun olsak…”
Türk usulü öğrenci, derslerinde nasıl başarılı olduğunun farkında değildir,
Türk usulü öğrenci, için önemli olan öğrenmek değil sınıfı kör topal bitirmektir,
Türk usulü öğrenci, okuldaki öğrendiği bilgileri davranışa dönüştürmez,
Türk usulü öğrenci, davranışlarını öğrendikleriyle özdeşleştirmeye çalışır,
Türk usulü öğrenci, karnedeki kırık notları; “zayıfsız karne duvaksız geline benzer” sözüyle olumlu görmeye çalışır,
Türk usulü öğrenci, için dersin önemi ÖSS sınavında çıkıp çıkmamasına bağlıdır,
Türk usulü öğrenci, mükemmelidir, öğretmen ise hiçbir konuda bilgiyi doğru aktaramamaktadır,
Türk usulü öğrenci, için önemli olan üniversite hedefi değil, aldığı puana göre bir üniversiteye kapak atabilmesidir,
Türk usulü öğrenci, okul mezunu değil dershane mezunu olmayı hayal eder,
Türk usulü öğrenci, için liseler ÖSS sınavı için gerekli bir belgeyi sağlar, o da diplomadır.
Türk usulü öğrenci, için dershane onu üniversiteye hazırlayan kurumdur,
Türk usulü öğrenci, teorik bilgi edinmeden pratik bilgiye yönelir,
Türk usulü öğrenci, sınavlar sayesinde bilip bilmediğini öğrenmeyi değil, geçer not almayı düşünür,
Türk usulü öğrenci, derste not tutmayı bilmez. Sadece öğretmenin yaz dediklerini yazar.
Türk usulü öğrenci, geleceği değil bugünü kurtarmaya çalışır,
Türk usulü öğrenci, öğretmenine pasta börek getirerek başarılı olacağını zanneder,
Türk usulü öğrenci, beden eğitimi dersini isminde belirtildiği şekilde değil, futbol oynama dersi olarak görür,
Türk usulü öğrenci, alan seçiminde ilgi, yetenek ve hedefini dikkate almaz,
Türk usulü öğrenci, fen alnını zor (çalışkan öğrenciler okur), sözel alanı kolay (tembel öğrenciler okur), Türkçe matematik alanını normal (eh iştelik öğrenciler okur)olarak görür.
Türk usulü öğrenci, hiç anlamasa ve de hiç sevmese de fen alanına yönelmek ister.
Türk usulü öğrenci, fen alanın yönelen herkesin, doktor, eczacı v.b. olacağını zanneder,
Türk usulü öğrenci, kütüphaneyi nasıl kullanacağını ve hatta kütüphanenin ne olduğunu bilmez,
Türk usulü öğrenci, yazılıdan kırık not aldığında öğretmeni vermiştir, iyi not aldıysa kendisi almıştır,
Türk usulü öğrenci, kitap okumayı lüzumsuz bir iş gibi görür. Ara sıra sadece ders kitabı okur,
Türk usulü öğrenci, kitaba verilen parayı lüzumsuz olarak görür. Atari salonlarında harcanan para ve zaman ise doğru yerlerde kullanılmıştır.
Türk usulü öğrenci, kabadayı, cesaret, aşk içeren dizilere bayılır. Önemli bir belgeseli ise sıkıcı bulur,
Türk usulü öğrenci, üniversiteye girmeyi sadece hayal eder, hedef olarak seçip hareket geçmez (harekete geçenler ise zaten üniversiteyi kazanmış kişilerdir),
Türk usulü öğrenci, yıllık ödevi bile sadece bir günde yapıp öğretmene teslim eder,
Türk usulü öğrenci, derste soru sormaktan ve kendisine soru sorulmasından hoşlanmaz,
Türk usulü öğrenci, eğitilmeyi değil öğretilmeyi ister,
Türk usulü öğrenci, her şeyi kendisine yasaklanmış olarak algılar ve aşağıdaki şiir gibi birçok şiiri söyler, kabul eder. İç iletişimle böylece kendisini olumsuz olarak programlar,
“ derste konuşmak yasak,
Ağzımıza bant mı yapıştırsak?
Sınıfta yemek yemek yasak,
Midemize kilit mi taksak?
Sınıfta kalmak yasak,
Okuyup inek mi olsak?
Saati sormak yasak,
Derste sıkıntıdan mı patlasak?
O yasak, bu yasak,
Vallahi arkadalar,
Şu okuldan bir mezun olsak…”